Troy Medya

Müsilajı, denize akıtılan atık sular tetikliyor

GÜNDEM 03.06.2021 - 19:58, Güncelleme: 03.06.2021 - 19:58
 

Müsilajı, denize akıtılan atık sular tetikliyor

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Ayaz, Ocak ayından bu zamana kadar Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı’nda görülen müsilaj (deniz salyası) hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Deniz canlılarının ölümüne neden olan müsilajın, balıkçılık ve turizmi de olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Ayaz, bu durumu Marmara Denizi’ne akan atık suların tetiklediğini söyledi. Ayaz, “Büyük şehirlerin özellikle arıtılmadan denize boşalttığı atık sular, kimyasal ve diğer fabrikaların suya attığı atıklar, onun dışında tarlada iyi tarım uygulaması yapmayıp, aşırı gübreleme sonucunda yağmurla birlikte Marmara Denizi’ne akan bu sular müsilajı tetikliyor” dedi. ÇOMÜ öğretim üyeleri tarafından online olarak ‘Müsilajın, ekolojik, ekonomik, sosyal etkileri ve çözüm önerileri’ paneli gerçekleştirildi. Müsilajın birçok yönden ele alındığı panelde, sorun ve çözüm önerileri ile bilimsel veri ve gözlemler paylaşıldı.

“Müsilaj Ocak ayında Marmara Denizi, Mart ayında da Çanakkale bölgesinde etkili oldu” Müsilajın Marmara Denizi’nde Ocak ayında, Çanakkale bölgesinde ise Mart ayında etkili olmaya başladığını belirten ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Ayaz, “Müsilaj, aslında denizlerimizde her yıl olan bir olay. Bu sene aşırı miktarda olduğu için bizim dikkatimizi çekti ve müsilajın oluşma süresi değişti. 2007 yılında yaşadığımız müsilaj Ekim ayının sonlarında olmuştu. Şu anda ise Marmara Denizi’nde Ocak ayında başladı ve Mart ayında Çanakkale bölgesini etkilemeye başladı. Marmara Denizi’nde başlattığımız çalışmada biz zaten görüyorduk. Yoğun miktarda var diyorduk, yoğun miktarda köpüklenme olayı ve suyun üzerindeki o kötü görüntü ilk başta yoktu. Çünkü, azot ve fosfor kirliliğinden kaynaklanan bir durum olduğu için önce fitoplankton çoğalması ortamda oluyor, daha sonra da bu canlıların girdiği streslerden dolayı yani suların aniden soğuması ya da ortamda besin tükenmesi sonucu ölmeden önce yapışkan bir madde salgılıyor. Bu salgıladığı yapışkan maddeye de denizdeki; partiküller, canlıların parçaları, ölüleri ve diğer şeyler yapışıyor. Bununla da birlikte görünmesini istemediğimiz kötü görüntüler ortaya çıkıyor” dedi. “Dalış turizmini olumsuz etkiliyor” Müsilajın olduğu bölgelerde insanların denize girmek istemeyeceklerini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Adnan Ayaz, “Müsilajın olduğu bölgelerde yapışkan olduğu için insanlar denize girmek istemeyecek. Müsilajın da etkili olduğu yer şu anda Çanakkale Boğazı’nın olduğu bölgeden itibaren, Tavşan Adaları ve oradan Bozcaada açıklarından Limni Adası’na doğru giderek oradan dağılıyor. Lodos estiği zaman, akıntı ve yukarı sularının etkisiyle de Saros Körfezi’ne giriyor. Ama şu anda Saros Körfezi’nde kıyılarda müsilajın kalmadığını bu hafta sonu görüştüğüm balıkçı arkadaşlardan öğrendim. Ama derin sularda balıkçılığı etkilediğini biliyorum. Tabii şu an boğaza yakın bölgelerde Marmara Denizi’nde sürekli bir tahliye olduğu için dalış turizmini olumsuz etkiliyor” diye konuştu. “Müsilajın insan vücuduna etkisi yok” Deniz salyasının yoğun olduğu bölgelerde dalış gerçekleştirdiğini belirten Prof. Dr. Ayaz, “Şimdi bunun maddesinin şeker olduğundan bahsettiğimiz için vücuda hiçbir etkisi yok. Ben de geçen hafta dalış yaptım ve müsilajın içerisinde yüzdüm. Tabii kötü bir görüntüsü var. Kimse o halde suya girmek istemez. Sular ısındıkça müsilajın üzerine bir bakteri çökerek bunu çürüteceği için bu konuyla ilgili benden daha yetkin arkadaşlar bildirecektir. Şu anda zaten çalıştayda hocalarımız bu konuda görüşmeye devam ediyor. Bu konuda sağlıklı bilgiler vereceklerdir. Müsilaj konusunda 4’üncü aya giriyor maalesef balıkçılığımızı felç etti. Marmara Denizi’nde hiçbir balıkçılık faaliyeti yapılamaz hale geldi, balıkçılar sezonu erken kapattı ve aşırı şekilde balıkçılığımızı etkiledi” dedi. “Karadeniz’den Ege Denizi’ne doğru 15 metre kalınlıkta bir müsilaj akıntısı var” Karadeniz’den Ege Denizi’ne doğru suyun altından 15 metrelik bir müsilaj akıntısı olduğuna dikkat çeken Ayaz, “Müsilaj aslında Çanakkale Boğazı’nda görülüyor ama siz görmüyorsunuz. Suyun üzerindekiler, rüzgarın etkisiyle suya basıldığı için görmüyorsunuz. Esasında bunun suyun üzerindeki değil, altındaki kısmı önemli. Yani suyun üzerinde görünenler çürüyerek, parçalanıyor ve suyun üzerine çıkarıyor. Bu da köpüklenmeye neden oluyor. Ama esas suyun içerisindeki kalınlığı ekosounder görüntüsü var. Karadeniz’den gelen akıntıyla Ege Denizi’ne doğru komple akıyor. 15 metre kalınlıkta aktığına dair ekosounder görüntüsünü çalıştayda göstereceğim” diye konuştu. “Marmara Denizi’ne akan atık sular müsilajı tetikliyor” Büyük şehirlerdeki atık suların Marmara Denizi’ne karışmasının müsilajı tetiklediğine dikkat çeken Ayaz, “Müsilaj yoğun olmadığı zamanlarda balığa zarar vermez ama aşırı yoğunlaştığı zaman net olmamakla birlikte bazı balık türlerine zarar verdiğine dair görüntüler var. Gümüş balıklarına zarar vermiş, kıyı da komple balık ölümlerine dair görüntüler var. Yine çok yoğun olduğunda dip balığını önüne katarak başka bölgelere sürdüğünü ve uzaklaştırdığını düşünüyorum. Balığın göç yolunu değiştirebilir. Bu sene Gökçeada açıklarında kolyoz olması gerekiyordu ama hala olmadı. Ancak bilimsel bir kanıt olmadığı için net bir şekilde şöyle etkiliyor diyemeyiz ama çok yoğun olmasının bazı deniz canlılarının ölümüne sebep olacağını düşünüyorum. Büyük şehirlerin özellikle arıtılmadan denize boşalttığı atık sular, kimyasal ve diğer fabrikaların suya attığı atıklar, onun dışında tarlada iyi tarım uygulaması yapmayıp, aşırı gübreleme sonucunda yağmurla birlikte Marmara Denizi’ne akan bu sular müsilajı tetikliyor” şeklinde konuştu.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Ayaz, Ocak ayından bu zamana kadar Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı’nda görülen müsilaj (deniz salyası) hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Deniz canlılarının ölümüne neden olan müsilajın, balıkçılık ve turizmi de olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Ayaz, bu durumu Marmara Denizi’ne akan atık suların tetiklediğini söyledi. Ayaz, “Büyük şehirlerin özellikle arıtılmadan denize boşalttığı atık sular, kimyasal ve diğer fabrikaların suya attığı atıklar, onun dışında tarlada iyi tarım uygulaması yapmayıp, aşırı gübreleme sonucunda yağmurla birlikte Marmara Denizi’ne akan bu sular müsilajı tetikliyor” dedi. ÇOMÜ öğretim üyeleri tarafından online olarak ‘Müsilajın, ekolojik, ekonomik, sosyal etkileri ve çözüm önerileri’ paneli gerçekleştirildi. Müsilajın birçok yönden ele alındığı panelde, sorun ve çözüm önerileri ile bilimsel veri ve gözlemler paylaşıldı.

“Müsilaj Ocak ayında Marmara Denizi, Mart ayında da Çanakkale bölgesinde etkili oldu”
Müsilajın Marmara Denizi’nde Ocak ayında, Çanakkale bölgesinde ise Mart ayında etkili olmaya başladığını belirten ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Ayaz, “Müsilaj, aslında denizlerimizde her yıl olan bir olay. Bu sene aşırı miktarda olduğu için bizim dikkatimizi çekti ve müsilajın oluşma süresi değişti. 2007 yılında yaşadığımız müsilaj Ekim ayının sonlarında olmuştu. Şu anda ise Marmara Denizi’nde Ocak ayında başladı ve Mart ayında Çanakkale bölgesini etkilemeye başladı. Marmara Denizi’nde başlattığımız çalışmada biz zaten görüyorduk. Yoğun miktarda var diyorduk, yoğun miktarda köpüklenme olayı ve suyun üzerindeki o kötü görüntü ilk başta yoktu. Çünkü, azot ve fosfor kirliliğinden kaynaklanan bir durum olduğu için önce fitoplankton çoğalması ortamda oluyor, daha sonra da bu canlıların girdiği streslerden dolayı yani suların aniden soğuması ya da ortamda besin tükenmesi sonucu ölmeden önce yapışkan bir madde salgılıyor. Bu salgıladığı yapışkan maddeye de denizdeki; partiküller, canlıların parçaları, ölüleri ve diğer şeyler yapışıyor. Bununla da birlikte görünmesini istemediğimiz kötü görüntüler ortaya çıkıyor” dedi.

“Dalış turizmini olumsuz etkiliyor”
Müsilajın olduğu bölgelerde insanların denize girmek istemeyeceklerini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Adnan Ayaz, “Müsilajın olduğu bölgelerde yapışkan olduğu için insanlar denize girmek istemeyecek. Müsilajın da etkili olduğu yer şu anda Çanakkale Boğazı’nın olduğu bölgeden itibaren, Tavşan Adaları ve oradan Bozcaada açıklarından Limni Adası’na doğru giderek oradan dağılıyor. Lodos estiği zaman, akıntı ve yukarı sularının etkisiyle de Saros Körfezi’ne giriyor. Ama şu anda Saros Körfezi’nde kıyılarda müsilajın kalmadığını bu hafta sonu görüştüğüm balıkçı arkadaşlardan öğrendim. Ama derin sularda balıkçılığı etkilediğini biliyorum. Tabii şu an boğaza yakın bölgelerde Marmara Denizi’nde sürekli bir tahliye olduğu için dalış turizmini olumsuz etkiliyor” diye konuştu.

“Müsilajın insan vücuduna etkisi yok”
Deniz salyasının yoğun olduğu bölgelerde dalış gerçekleştirdiğini belirten Prof. Dr. Ayaz, “Şimdi bunun maddesinin şeker olduğundan bahsettiğimiz için vücuda hiçbir etkisi yok. Ben de geçen hafta dalış yaptım ve müsilajın içerisinde yüzdüm. Tabii kötü bir görüntüsü var. Kimse o halde suya girmek istemez. Sular ısındıkça müsilajın üzerine bir bakteri çökerek bunu çürüteceği için bu konuyla ilgili benden daha yetkin arkadaşlar bildirecektir. Şu anda zaten çalıştayda hocalarımız bu konuda görüşmeye devam ediyor. Bu konuda sağlıklı bilgiler vereceklerdir. Müsilaj konusunda 4’üncü aya giriyor maalesef balıkçılığımızı felç etti. Marmara Denizi’nde hiçbir balıkçılık faaliyeti yapılamaz hale geldi, balıkçılar sezonu erken kapattı ve aşırı şekilde balıkçılığımızı etkiledi” dedi.

“Karadeniz’den Ege Denizi’ne doğru 15 metre kalınlıkta bir müsilaj akıntısı var”
Karadeniz’den Ege Denizi’ne doğru suyun altından 15 metrelik bir müsilaj akıntısı olduğuna dikkat çeken Ayaz, “Müsilaj aslında Çanakkale Boğazı’nda görülüyor ama siz görmüyorsunuz. Suyun üzerindekiler, rüzgarın etkisiyle suya basıldığı için görmüyorsunuz. Esasında bunun suyun üzerindeki değil, altındaki kısmı önemli. Yani suyun üzerinde görünenler çürüyerek, parçalanıyor ve suyun üzerine çıkarıyor. Bu da köpüklenmeye neden oluyor. Ama esas suyun içerisindeki kalınlığı ekosounder görüntüsü var. Karadeniz’den gelen akıntıyla Ege Denizi’ne doğru komple akıyor. 15 metre kalınlıkta aktığına dair ekosounder görüntüsünü çalıştayda göstereceğim” diye konuştu.

“Marmara Denizi’ne akan atık sular müsilajı tetikliyor”
Büyük şehirlerdeki atık suların Marmara Denizi’ne karışmasının müsilajı tetiklediğine dikkat çeken Ayaz, “Müsilaj yoğun olmadığı zamanlarda balığa zarar vermez ama aşırı yoğunlaştığı zaman net olmamakla birlikte bazı balık türlerine zarar verdiğine dair görüntüler var. Gümüş balıklarına zarar vermiş, kıyı da komple balık ölümlerine dair görüntüler var. Yine çok yoğun olduğunda dip balığını önüne katarak başka bölgelere sürdüğünü ve uzaklaştırdığını düşünüyorum. Balığın göç yolunu değiştirebilir. Bu sene Gökçeada açıklarında kolyoz olması gerekiyordu ama hala olmadı. Ancak bilimsel bir kanıt olmadığı için net bir şekilde şöyle etkiliyor diyemeyiz ama çok yoğun olmasının bazı deniz canlılarının ölümüne sebep olacağını düşünüyorum. Büyük şehirlerin özellikle arıtılmadan denize boşalttığı atık sular, kimyasal ve diğer fabrikaların suya attığı atıklar, onun dışında tarlada iyi tarım uygulaması yapmayıp, aşırı gübreleme sonucunda yağmurla birlikte Marmara Denizi’ne akan bu sular müsilajı tetikliyor” şeklinde konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve troyhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
sanalbasin.com üyesidir